FİZİKSEL İHTİYAÇ MİKTAR BAKIMINDAN NE İLE ÖLÇÜLMELİ?Kalori hesabı saçmalık olduğuna göre miktar kişiye göre nasıl temin edilir?
Birinin az dediği miktar, diğerinin çok dediğine tekamül ediyorsa, birinin doyduğuyla diğeri doymuyorsa, hatta aynı insan yaşamının çeşitli evrelerinde farklı miktarlarda yiyor ve yaşamaya devam ediyorsa, normal nedir o zaman.
Ya da herkese eşit bir miktar var mıdır?
Mesela besicilik yapanlar bilirler; aynı yaştaki ineklere aynı miktarda yem verilir, aynı verim alınması planlanır, ama aynı evin içindeki insanlar aynı miktarda yeseler bile aynı tepkileri vermezler.
Veya, aynı insan geçliğinde, orta yaşlarında, eğer kadınsa hamilelikte, yaşlılıkta hatta aynı senenin içinde, oruç tutuyorsa belli bir ayda farklı miktarlarda yemek yiyebilir ve vücudunun tepkisi farklı olabilir.
O zaman ne demeliyiz, bu miktarı neye göre belirlemeliyiz?
Herkese uyacak bir şablon miktar bulunabilir mi?
Peki bu iş tamamen kişiye özel değil midir?
Ve insan kendi yeme alışkanlığını değiştiremez mi?
Bunu değiştirirken zorlama şekilde diyetler gibi etkenlere neden çok tepki verir, sadece yemek alışkanlığı mı değişmeli, yemekle birlikte duygu düşüncede mi değişmeli,
Sorular... sorular...
Bakalım benim penceremden bu sorular nasıl bir cevap bulacak;
Gerçekten insan yaşamı boyunca aynı miktarda yemek yemez.
Peki bu miktarı neler belirler?
Öncelikle büyüme, gelişme evresinde çocuklarımızın doymadığını düşünerek onları zorlayan ebeveynler oluruz. Çocuklar da hemen her zaman iştahsız olurlar, yada biz ebeveynler onları böyle görürüz.
Burada çocuk için miktar bakımından bence ilk en büyük hata yapılmaktadır.
Çocukların gerçekte doydukları değil, bizim onların tabağına koyduklarımızı bitirmeleriyle doyacaklarına şartlarız onları...
Böylelikle gelecekte doyma miktarı bakımından onlara''çok'' un doğru olduğunu öğretiriz.
Sen büyüyorsun, iki tabak yemelisinJ
Çocuk fazlanın iyi olduğuna şartlanır.
Etrafımızda mutlaka çocukken yediremiyordum, şimdi de doyuramıyorum serzenişlerini duymuşsunuzdur.
Çünkü çocuk az ile değil, çokla doymaya şartlanmıştır.
Gelişme çağında şişman çocuklar görmeye başladık artık. Bu doğal değil. Doğada şişman hayvan olmaz. Şişman kediler, hayvan kondisyon aletleri, çağımızın tuhaflıkları arasında.
Aynı bu şekilde şişman gençte olmamalı, ama maalesef aileleri, fast food yiyecek ve onların özellikle miktarları ile şişman bir sürü genç var.
Günde 5 6 lt kola içilir mi,
Maalesef içilebiliyor. Genç mideler bu miktarı hiçte abartılı bulmuyor. Orta yaşlarında da insanlar, eğer kadınsalar, hamilelikte eskiden daha çok görülen bir tarzda çok yemeğe şartlandırılıyorlar. Sen iki canlısın, iki kişilik yemelisin. Daha nohut kadar olmamış bir cenin ve iki kişilik yiyen anne adayı. Alınan 20-30-35 kilolar...
Yine orta yaşlarda, yemeğin miktarını abartarak katlayan erkekler de tanıyorum.
Yedikçe doymayan doymadıkça yemek yiyen...
Doyma eşiği olmayan ne verilirse yiyen insanlar biliyorum.
Bunlar aynı zamanda duygusal ve sosyal olarak ta son derece de açlar.
Hayattaki tüm başarısızlıklarının acısını yiyerek çıkarıyorlar. Sloganları da var; amaaan canım, yiyende ölmüş yemeyen de... Boş ver gitsin... 3 günlük dünyada eziyet etmenin ne gereği var...
Kalori hesabı saçmalık dedik ama, bu insanların miktar bakımından kalori hikayesi de olmasa, hiç dur durak bilmeyecekleri gerçeği, kalori hesabının kendisini değil de bu insanlar üzerindeki etkisini göz ardı etmemi engelliyor. ben almayım, ama alana da mani olmayım hesabı...
Şimdi, bir konu daha var. Çok yemek yiyen insanlar aslında az yiyebileceklerini eğer oruç tutuyorlarsa gözlemliye biliyorlar...
Ama bunu algılamıyorlar. İki öğün atlayarak yemek yemediklerini ve ölmediklerini gördükleri halde işlerine gelmediği için görmezden geliyorlar.
Söylemek istediğim şu;
İnsanlar aslında yediklerinden daha azını yiyebilirler. Ama bu işlerine gelmiyor. Diğer açlıklarını bastıramayacaklarını biliyorlar çünkü...
Yediklerinin aslında çok çok azının kendilerine yeteceğini kabul etmek istemiyorlar. Çünkü yemek yemeyi sadece karın doyurmak yerine değil, tüm duygusal ihtiyaçlarını karşılama yerine de koydukları için kolay olanı yani yemek yemeyi seçiyorlar... Kendilerine yetecek kadar olan miktar işlerine gelmiyor. Çünkü bu miktarın gerçekten karın doyurması için, ruhsal duygusal mental tam bir doygunluk ve keyif halinde olmaları gerekiyor. Bu doygunluğa ulaşanlar için yemek sadece yaşamak içindir. Başkaca bir anlamı ve hükmü yoktur.
Bu miktar ise kişiye özeldir, tam olarak doygunluk tavsiye edilen miktar değildir.
Midenin bir kısmını boş bırakarak, hem daha enerjik hem daha genç ve hem de daha mutlu olunacaktır.
Ama bu söylediğim belli bir şekilde kendini geliştirme ve kendine hakim olma ile ilgilidir. Bir nefis terbiyesi söz konusudur.
Bunu yapmamış ya da, yapamamış insanların daha sonraları yemek yemeğe ve iç sorunlarını çözmemeye bağlı rahatsızlıklarla uğraşırken kalan yaşama sevinçlerini de kaybettiklerini gördüğümde (ki bu genelde yaşlı zamanlarına denk gelir); üzülürüm. Çünkü hayatta ilk başta öğrenmesi gerekeni hayatının sonuna geldiği halde öğrenmeyene üzülmekten başka yapacak bir şey kalmamıştır.
Daha az yemek yemeyi daha doğrusu bu tanımda saçma; doyacak kadar yemek yemeği demeliydik; bir ömürde öğrenememişseniz, bunu öğrenmek için size vücudun yolladığı sinyalleri algılamamışsanız yapacak bir şey yoktur.
Nedir bu sinyaller, yani fazla miktar yemek yediğinizi nasıl anlarsınız;
Öncelikle kilo alırsınız yani burada şişmanlık nefret edilecek bir şey değil, bilakis teşekkür edilecek bir belirtidir. Kilo almak çok yediğinizi gösteren ilk ve en önemli sinyaldir.
Daha sonra bu belirtiye kulak vermezseniz rahatsızlıklarınız başlar yorgun bıkkın, tembelleşmiş, keyifsiz bir hal gelir kilonun üstüne.
Buna da kulak tıkar ya da görmezden gelirseniz, bu defa çok daha ciddi sinyaller verir vücut.
Depresyon, tansiyon diyabet sıralama artarak devam etmektedir. Kalp damar şikayetleri, varisler, karaciğer, bağırsak bozuklukları ve hala devam eden tabak tabak yiyecekler...
Doktor zorlamasıyla girilen diyetler bozulan metabolizmalar ve belki çok daha kötüsü kanser
Artık fazla yiyip yememenizin bir önemi kalmamıştır. Hatta artık istediğiniz kadar yiyebilirsiniz çünkü sonuç değişmeyecektir. Doktor ne yersen ye demiştir artık...
İnsanlar kendilerinin ne kadar güçlü ve muhteşem yaratıldığını, vücudun bir mucize olduğunu yaşamazlarsa ve yaşamak için yemezlerse, yemek için yaşarlar...
Bu hataya da düştüklerinde en hafif cezalandırılma şekilleri kilo artışıdır. Çünkü bedenler çok yemek yemek için programlanmamıştır. Aksine terbiye edilecek bir nefis ile ve az ile kanaat edecek bir donanımla yaşama başlamışlardır.
Bunu değiştirmeye ve bedenleri çöp tenekesi yerine kullanmaya başlayan bir zihniyete en büyük cevabı yine o bedenin kendisi verir. Önce ŞİŞMANLAYARAK
HK Performans Üyesi S.A.
Bu ödevi için kendisine teşekkür ederiz.
Etiket: Sağlıklı Beslenme, sağlıklı Kilo verme, Sağlıklı zayıflama yöntemi